Anayasamıza göre din ve devlet işlerinin ayrılması gerekir bilindiği üzere. Yazımıza başlamadan önce tekke, zaviye gibi kavramları açıklamalıyız.
Tekke Arapça kökenli bir kelimedir. Tarikattan olanların barındıkları ibadet ve tören yaptıkları yer, dergah gibi yapılardır. İlk tekke 8.yy’da Filistin’de kurulmuştur.
Tekkenin küçüğüne ise zaviye adı verilmektedir. Bunlar 1905 yılına kadar hizmet vermişlerdir. Türkiye’de yaklaşık 30 tarikatın 400 kadar kolu bulunuyor. 30 Kasım 1925 yılında kabul edilen bir yasa ile tekke zaviye ve türbeler kapatıldı. Türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik gibi ünvanlar kaldırıldı.
Şeyh Sait isyanı ile ilgili yargılamalar sırasında isyan bölgesindeki Şeyh Şemsettin , Hanili Şeyh Adem’in tekkeleri gibi kuruluşların ayaklanma hazırlığı içerisinde olduğu birer merkez olarak kullanıldığı anlaşılınca İstiklal Mahkemesi ayaklanma bölgesindeki tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar verdi. Doğu İstiklal Mahkemesi yargı bölgesi içinde bütün tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar vermiştir. Mahkeme kararı bunların birer kötülük ve fesat ocağı oldukları ve buralardaki şeyhlerin kendilerine Allah süsü vererek halkı kendilerine taptırmak gibi dinin kabul edemeyeceği eylemler işlediklerini tespit etmiştir.
Şeyh Sait ayaklanmasının bastırılmasından sonra Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal yurt gezisine çıkmıştır. 30 Ağustos 1925’te Kastamonu’da konuya değinir. “Ölüleri yardıma çağırmak uygar bir toplum için yüz karasıdır “ der Atatürk. “Ey millet . İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır. “ demiştir. “Meclis’teki tartışmalarda Kütahya milletvekili Nuri Bey sömürüye vurgu yapar: “Büyücüler, falcılar, üfürükçüler, ellinde bir tabla içinde otuz kırk şişe hacı yağı, kalemis yağı diğer yağlar, karınca duası gibi şeyler satarlar, bunlar seyyar türbe halindedirler. Seyyar dervişler kendilerini çok bilgili gibi göstererek köylüden sekiz tane horoz, on tane delikli beyaz mecidiye alır ve sızdırır. Köylüyle birkaç gece uğraşır gibi görünür sonra sırra kadem basar.” Demiştir.
Unutulmaması gereken şudur. Atatürk İslam dinine hak ettiği hak ettiği saygınlığı kazandırmayı, İslam’ın , Kur’an hadis gibi temel kaynaklarına göre öğrenilmesini ve yaşanmasını sağlamak istemiştir.
Dinimizde ruhban sınıfı, tarikat, mezhep, şeyh, mürit, kutup, gavs kurguların hiçbiri bulunmamaktadır. Hz. Peygamberin tarikatı yoktu. Onun yolu İslam idi. Ülkemizde Nakşibendi tarikatı, Kadiri tarikatı, Mevlevi tarikatı, Halveti tarikatı, Rufahi tarikatı gibi tarikatlar vardır. Çok yaygın olan Nakşibendi tarikatı 1318-1389 yılları arasında Türkistan’da yaşayan Bahattin Nakşibend tarafından kurulmuştur. İslam dünyasında çok yaygın bir tarikattır. Nakşibend Farsça bir kelime olup anlamı kalbe Allah (C.C.) adını nakış yapan demektir.
17 Eylül 2011 tarihinde 653 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kur’an kurslarında devam etmede yaş sınırı kaldırılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an kursları öğretim programını 4-6 yaş arası çocuklar için hazırlamıştır. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 2019 yılında 4-6 yaş grubunda 200 bin Kur’an kursu öğrencisi bulunduğunu, 2023 yılında bu sayısının 370 kat büyüyerek 1 milyon 109 bine ulaştığı söylemiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere 'değerler eğitimi' veriyor.
ÇEDES kapsamında toplamda kaç okula manevi danışman atandığı henüz net değil, fakat İzmir’deki her üç okuldan birine “manevi danışman” atandığı belirtiliyor.“İzmir’de imam giren okul sayısı günden güne artmaktadır” diyen Eğitim-İş, ÇEDES kapsamında İzmir’deki 842 okula imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi gönderileceğini kaydetti.
Ayrıca İstanbul’da Ağustos ayında 225 çocuk dilencinin koruma altına alındığı açıklandı. Avukat Müjde Tozbey protokol anlaşmaları ile çocukların tarikat yurtlarına teslim edilebileceği tehlikesine dikkat çekti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Artİstanbul Feshane’de açtığı “Ortadan Başlamak “isimli sergi, kendilerine Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu diyen grup tarafından hedef alındı. Grup, Feshane binası önünde buluşarak sergilenen tabloları hedef aldı ve hakaret varan açıklamalarda bulundu.
Tüm bunlara ek olarak ülkemizde gün geçmiyor ki denetimsiz kurslarda çocuklara taciz vakaları başta olmak üzere daha da kötü durumların haberlerle okumayalım, izlemeyelim.
TOPLUMSAL KONULARI ARAŞTIRMA KOMİSYONU-KOMİSYON ÜYESİ
YAHYA DOĞAN