| DSP Genel Baykan Aday Adayı Ayşe Hazal Beytaş'ın yürüyüşü Anka kuşunun kendi külleri arasından kendini yeniden yaratmasına benziyor. |
DSP Genel Başkan Adayı Ayşe Hazal Beytaş'ın yürüyüşü Anka kuşunun kendi külleri arasından kendini yeniden yaratmasına benziyor.
Göle'nin dağ doğumlu sularını içen bizim kara kızımız bir zamanlar adını halkın dağlara taşlara yazdığı Karaoğlan diye adını yazdığı Bülent Ecevit'in ayak izlerini sürerek bir halkçı anlayışını kaleme alan bir bildiri olup çıkıyor ülke gündeminde..
Buda Bizim ülkenin ''Kara kızı...'' Efsanesi neden olmasın..?
Ardahan'lı hemşehrimiz Ayşe Hazal Beytaş yılmıyor ve sesleniyor: Biz sokaklardan geldik diyor.. Baskılara boyun eğmiyor.. ''Biz sokakta da olsa toplanırız. Bir oluruz, on oluruz sonra yüz oluruz sonra da milyonlar oluruz ve Türkiye’nin kaderini değiştiririz!”
Önemli bir siyasal sürecin başlangıç aşamalarına tanık oluyoruz. Neredeyse yok olma noktasına gelmiş olan DSP-ki bu artık herkesin bildiği bir gerçek-Ayşe Hazal Beytaş’ın Genel Başkan Adayı olarak yola çıkışıyla hareketlenmeye başladı. Bu gerçekten bir yola çıkış öyküsü; Yalova’dan başlayan Keşan ve Kozlu’yla devam eden en son dün Eskişehir’le noktalanan “demokratik sol’da çıkış arayışları” Genel Merkez’in ve başka bazı odakların engellemelerine rağmen yoluna devam ediyor. Engeller heyecanlı demokratik solcular tarafından bir bir aşılıyor. Anlaşılan o ki, bu süreç sadece bir genel başkan değişimiyle yetinmeyecek, aynı zamanda çoktandır özlemi çekilen demokratik solcuların birliğini, kardeşliğini de sentezleyecek. Geçmişte DSP’yi en kötü koşullarda yaratmış olan bu insanların bir araya geldiği toplantılar Hazal’ı bağrına basıyor. Ayşe Hazal Beytaş amaç keskinliğiyle, duru bakışıyla ve sonuna kadar gitme kararlılığıyla demokratik solcuları etkiliyor.
Eskişehir’de Genel Merkez’in yönlendirmesi ve muhtemelen talimatıyla İl Başkanı’nın Belediye Başkanı üzerinde uyguladığı baskı sonuç veriyor ve daha önce toplantı yeri olarak kararlaştırılmış olan salon arkadaşlarımıza verilmiyor. Ama Ayşe Hazal Beytaş yılmıyor ve sesleniyor:
“Biz sokakta da olsa toplanırız. Bir oluruz, on oluruz sonra yüz oluruz sonra da milyonlar oluruz ve Türkiye’nin kaderini değiştiririz!”
Nitekim, zorluklar yeniliyor ve salon sorunu aşılıyor. Ayşe Hazal Beytaş konuşmasını yapıyor. Ülkenin içinde bulunduğu içler acısı durumu sarih bir şekilde ortaya koyarak, bu koşullarda müracaat edilecek rehberi işaret ediyor: Atatürk’ün gençliğe hitabesi ve Bursa Nutku. Kadın, erkek demokratik solcular konuşmacıyı pür dikkat dinliyorlar. Hazal Beytaş’ın her kararlılık belirtisinde, her mücadele çağrısında alkışlar yükseliyor.
Bir toplantı salonunda ki insanlar halkımızın çok küçük bir bölümü olabilir ancak Milli Mücadele’nin ve DSP’nin ilk kuruluş yılları hatırlanırsa bunun ne kadar anlamlı bir topluluk olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Nitekim, toplantıya katılanların içinde DSP’de çeşitli görevlerde bulunmuş olan arkadaşların düzenlediği toplantının devamı niteliğindeki diğer toplantıda bu yürüyüşün temel istikameti ve hedefleri üzerine yapılan konuşmalarda bütün demokratik solcuların partilerini ayağa kaldırma konusunda ne kadar çok istekli oldukları görüldü. Ayşe Hazal Beytaş her söz alışında şu noktaların altını net olarak çizdi.
- Aramızda ki ilişki, eşitler ilişkisidir.
- DSP’nin kurumsal işleyişini hedeflemeliyiz
- Üyelik meselesini öz olarak anlamıyoruz, daha çok biçimsel yanıyla ele alıyoruz.
- DSP tüzüğünün ilk ve daha sonra gelen maddeleri göz önüne alınırsa buradan bugün Genel Merkezin anladığı ve uyguladığı biat eden üye mantığı asla çıkmaz.
- DSP Genel Merkezi tüzüğü karşılıklı hak ve görevlerin sınırlandığı bir parti hukuku metni olarak değil kendi iktidarlarını sağlama bağlama aracı olarak görüyor.
- Ülkede demokrasiyi hedefleyen parti kendi içinde de dem
Şanlıbey ALABAY/Eskişehir/Serhat Birikim
